15 Ekim 2009 Perşembe

Reported Speech

REPORTED SPEECH
Indirect Speech (‘reported speech’ de denir) birisinin söylediği cümleyi aktarmaya denir.Genellikle konuşma dilinde kullanılır.
Eğer aktarılan eylem geçmişte yapılmış ise, cümle geçmiş zaman olur.Bu kalıp genellikle bahsedilen zamandan bir önceki geçmiş zamanla ifade edilir.
Örneğin:
• He said the test was difficult. (Testin zor olduğunu söyledi.)
• She said she watched TV every day. (Her gün TV seyrettiğini söyledi.)
• Jack said he came to school every day. (Jack her gün okula gittiğini söyledi.)

Eğer aktarılan eylem; geniş zaman, geçmiş zaman veya gelecek zaman ile ifade ediliyorsa, kullanılan zaman aynı kalır, değişmez.
Örneğin:
• He says the test is difficult. (Testin zor olduğunu söylüyor.)
• She has said that she watches TV every day. (Her gün TV izlediğini söylemişti.)
• Jack will say that he comes to school every day. (Jack okula her gün geldiğini söylüyor.)

Eğer aktarılan konu, genel geçer bir olayı anlatıyorsa geniş zaman kullanılır.
Örneğin:

The teacher said that phrasal verbs are very important
(Öğretmen Phrasal Verbs ‘ lerin çok önemli olduğunu söyledi.)
Zamir ve Zaman Zarflarının Değiştirilmesi
Konuşma aktarılırken, zamirin cümlede geçen nesne ile uyumlu hale gelebilmesi için zamiri de değiştirmek gerekir.
Örneğin:
• She said, "I want to bring my children." (Çocuklarımı getirmek istiyorum”, dedi. She said she wanted to bring her children. “ Çocuklarını getirmek istediğini söyledi), olur.

• Jack said, "My wife went with me to the show." (Şova karımla birlikte gittik), dedi.

Jack said his wife had gone with him to the show. (Jack, şova karısıyla birlikte gittiğini söyledi.)
Konuşulan anı; geniş zaman, geçmiş zaman veya gelecek zamanla uyumlu hale getirmek için zaman zarflarını da değiştirmek gerekir.
Örneğin:
• She said, "I want to bring my children tomorrow." (Çocuklarımı yarın getirmek istiyorum), dedi.

( Çocuklarını yarın getirmek istediğini söyledi), olur.

• Jack said, "My wife went with me to the show yesterday." (Dün şova karımla birlikte gittik), dedi.

(Jack, dün şova karısıyla birlikte gittiğini söyledi.)


• Indirect Questions
Soruları aktarırken özellikle cümlelerin dizilişine dikkat etmek gerekir.Evet/Hayır ile başlayan soru cümlelerini aktarırken (if) “eğer” kullanılır.Niçin, nerede, ne zaman gibi soru kelimelerini kullanırken, cümleye bu soru kelimeleriyle başlamak gerekir.
Örneğin:
• She asked, "Do you want to come with me?" “Benimle gelmek ister misin?”, diye sordu.She asked me if I wanted to come with her. “Bana, onunla gidip gitmeyeceğimi sordu.” olur.

• Dave asked, "Where did you go last weekend?" Dave, “Geçen hafta nereye gittin?”, diye sordu.

Dave asked me where I had gone the previous weekend. “Dave,geçen hafta nereye gittiğimi sordu.” olur.

• He asked, "Why are you studying English?"Niçin ingilizce çalışıyorsun?, diye sordu.

She asked me why I was studying English. “ Bana niçin ingilizce çalıştığımı sordu.” olur.
Aşağıdaki tabloda aktarılmış cümleler, geçmiş zamanda kullanılmıştır. "*"İşaretlenmiş cümlelere özellikle dikkat edin.Not:Geçmiş zaman, yakın geçmiş zaman ve past perfect zaman da dahil olmak üzere hepsi past perfect tense çevrilmiştir.
Direct Speech Indirect Speech
He said, "I live in Paris."
“ Paris’ te yaşıyorum.”, dedi. He said he lived in Paris.” Paris’te yaşadığını söyledi.”
He said, "I am cooking dinner." “Akşam yemeğini pişiriyorum”, dedi He said he was cooking dinner. ”Akşam yemeğini pişirdiğini söyledi.”
He said, "I have visited London twice." “Londrayı iki kez ziyaret ettim”, dedi. He said he had visited London twice.” Londrayı iki kez ziyaret ettiğini söyledi.”
He said, "I went to New York last week." “ Geçen hafta New York’a gittim”, dedi. He said he had gone to New York the week before.” Geçen hafta New york’a gittiğini söyledi.”
He said, "I had already eaten." Ben yemeğimi çoktan yedim”, dedi. He said he had already eaten.” Yemeğini çoktan yediğini söyledi.”
He said, "I am going to find a new job." “ Yeni bir iş bulacağım “, dedi. He said he was going to find a new job.” Yeni bir iş bulacağını söyledi.”
He said, "I will give Jack a call." Jack’i arayacağım”, dedi. He said he would give Jack a call.” Jack’i arayacağını söyledi.”
He said, "I have been working on that project for over two weeks." “İki haftadan daha uzun bir süredir bu proje üzerinde çalışıyorum. “, dedi. He said he had been working on that project for over two weeks. ”İki haftadan daha uzun bir süredir bu proje üzerinde çalıştığını söyledi.”
He said, "I can come tonight." “Bu akşam gelebilirim”, dedi. He said he could come that night. ”Bu akşam gelebilileceğini söyledi.”
* He said, "I may buy a new car." “Yeni bir araba satın alabilirim”, dedi. He said he might buy a new car. ”Yeni bir araba alabileceğini söyledi.”
* He said, "I might go to Denver." “Denver’lara gidebilirim”, dedi. He said he might go to Denver. ”Denver’lara gidebileceğini söyledi.”
* He said, "I must give Ken a call." ”Ken’i aramalıyım,” dedi. He said he had to give Ken a call. ”Keven’ı araması gerektiğini söyledi.”
* He said, "I have to give Ken a call." “Ken’ i aramam gerekiyor”, dedi. He said he had to give Ken a call. . ”Keven’ı araması gerektiğini söyledi.”
* He said, "I should see a doctor" “Doktara görünmeliyim”, dedi. He said he should see a doctor. ”Doktara görünmesi gerektiğini söyledi.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder